- Yazar: ozturkhukuk
- En iyi boşanma avukatı
- Oca 23
- Yorumlar (0)
2. Hukuk Dairesi 2018/3648 E. , 2019/3769 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVACI-DAVALI : …
DAVALI-DAVACI
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Taraflar
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına-kısmen onanmasına dair Dairemizin 20.03.2018 gün ve 2016/14024-2018/3581 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
1-Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davacı-karşı davalı erkeğin tüm karar düzeltme itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı-karşı davacı kadının karar düzeltme itirazının incelenmesine gelince;
Davalı-karşı davacı kadının karşı boşanma davasında ekonomik şiddet vakıasına dayandığı, mahkemece de kararın gerekçesinde davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına ihtiyaçlarını gidermek amacıyla para vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı vakıasının erkeğe kusur olarak yüklendiği ve toplanan delillerden bu vakıanın ispatlandığı anlaşılmaktadır. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK m. 174/2). Davacı karşı davalı erkeğin belirlenen bu kusurlu davranışı, davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Ne var ki bu husus ilk incelemede gözden kaçırıldığından Dairemizin 20.03.2018 tarih, 2016/14024 Esas ve 2018/3581 Karar sayılı ilamı ile mahkemece verilen hüküm, manevi tazminatın şartları oluşmadığından kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Açıklanan sebeple davalı-karşı davacı kadının karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 20.03.2018 tarih, 2016/14024 esas ve 2018/3581 karar sayılı ilamının ikinci bendinde yer alan bozma kararının kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan sebeple tüm yönleriyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalı-karşı davacı kadının manevi tazminata yönelik karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440-442. maddeleri gereğince kabulüne, Dairemizin 20.03.2018 tarih, 2016/14024 esas ve 2018/3581 karar sayılı ilamının bozmaya ilişkin 2 nolu bendinin kaldırılmasına hükmün tüm yönleriyle ONANMASINA, davacı-karşı davalı erkeğin karar düzeltme isteğinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 315.00 TL idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 92.50 TL. ilam harcının karar düzeltme talep eden Ahmet’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, istek halinde karar düzeltme harcının Nigar’a geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.04.2019 (Pzt.)
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/18305
K. 2016/7154
T. 11.4.2016
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından, boşanma kararı ve reddedilen tedbir nafakası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 11.4.2016 günü temyiz eden davalı … vekili Av. … geldi. Karşı taraf davacı … ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-)Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda, davalı kadın tamamen kusurlu bulunarak, tarafların boşanmasına karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kadının eşine hakaret edip aşağıladığı, eşine ekonomik şiddet uyguladığı, davacı erkeğin de güven sarsıcı davranışta bulunduğu, evi terk ederek birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Hal böyleyken, davalı kadının tamamen kusurlu kabul edilmesi doğru görülmemiş ise de; eşit kusur halinde de boşanmaya karar verilebileceğine göre, davalı kadının boşanma kararına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya dair hükmün kusura dair gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/son).
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda (2.) bentte gösterilen sebeple, hükmün kusura dair gerekçesi düzeltilmek suretiyle, tedbir nafakasına yönelik bölümlerinin ise yukarda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 1.350,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.4.2016 (Pzt.)
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/5781
K. 2015/22924
T. 2.12.2015
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, katılma yoluyla kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi, velayet ve iştirak nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ile tazminat taleplerinin reddi, iştirak nafakası miktarı ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilerek her iki davanın da kabulü ile boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacı-karşı davalı erkeğin eşine fiziki ve ekonomik şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, annesinin eşine hakaretlerine sessiz kaldığı; davalı-karşı davacı kadının ise, eşine hakaret ettiği ve ailesinin evlilik birliğine müdahalelerine sessiz kaldığı ve gerçekleşen bu hale göre, boşanmaya sebep olan olaylarda; her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, davacı-karşı davalı erkeğin eşine göre daha fazla kusurlu olduğunun; gelişen bu olaylar karşısında evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığının ve erkeğin davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmiş bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmeleri doğru değil ise de; davacı-karşı davalının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi sonucu itibariyle doğru olduğundan, davalı-karşı davacı kadının, erkeğin boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz itirazının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün, gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiş ( HUMK md. 438 /son ) ve davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek daha fazla kusurludur. Gerçekleşen bu durum karşısında davalı-karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmuştur. Hal böyle iken, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmek suretiyle ONANMASINA ,aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Y.’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Z.’e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/25786
K. 2014/14717
T. 27.6.2014
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.06.2014 günü teyiz eden davalı S.. Z.. ile vekili Av. C. E.. geldi. Karşı taraf davacı Z.. Z.. ile vekilleri gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-Mahkemece; davalı kocanın ağır kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediği ve eşine “geri zekalı, öküz kafalı” gibi sözlerle hakaret ettiği, davalı kocanın da, eşini aşağıladığı ve ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Davalı kocaya kusur olarak yüklenen Şubat 2012’de gerçekleşen fiziksel şiddet olayından sonra tarafların evlilik birliğinin devam ettiği kocanın bu kusurlu davranışının kadın tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Eşit kusurlu eş lehine tazminata hükmedilemez. Bu nedenle davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Mahkemece, davacı kadının işsiz olduğu gerekçesi ile yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; 05.10.2012 tarihli ekonomik ve sosyal durum araştırmasında davacı kadının, diyaliz hemşiresi olarak çalışırken istifa ettiği belirtilmiştir. Davacı kendi isteği ile işten ayrıldığına göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 175. madde koşulları davacı kadın lehine gerçekleşmemiştir. Davacı kadının, yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, duruşma için taktir olunan 1.100,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle 27.06.2014 tarihinde karar verildi.
Ekonomik Şiddet Boşanma Nedenidir.
“Bireylerin çalışmalarının engellenmesi, çalışmaya zorlanmaları, kişisel kazançlara veya mal varlıklarına el koymak, bunları yönetmelerine engel olunmak şeklinde ortaya çıkan davranışlar ” olarak tanımlanan ekonomik şiddet, fiziksel şiddet gibi çoğunlukla görüldüğü üzere kendini ani ve öfke patlamaları biçiminde açığa vurmaz Daha çok kişilik ve huyla ilgili olup sistematiktir ve süreklilik gösterir. Mağdurun bu tavrı algılaması, tepki göstermesi çok daha zordur ve uzun zaman ister.”
***************************************************************************************
Beylikdüzü Avukat Emin ÖZTÜRK boşanma davalarında profesyonel ve şeffaf bir biçimde müvekkillerinin en hızlı biçimde çözüme ulaşması adına gereken hukuki süreci takip etmektedir.
Avukat Emin ÖZTÜRK boşanma davalarında Türkiye’nin her yerine ve yurt dışına hizmet vermektedir. Avukat Emin ÖZTÜRK müvekkillerinin en hızlı biçimde çözüme ulaşması adına profesyonel ve şeffaf bir biçimde gereken hukuki süreci takip etmektedir.
Türkiye’nin her yerinden boşanma ve aile hukukuna ilişkin davaların takibini sağlayan hukuk büromuz ile 0532 797 64 14 numaralı telefonu arayarak veya Whatsapp yoluyla iletişime geçebilirsiniz.