- Yazar: ozturkhukuk
- beylikdüzü ceza avukatı
- Haz 20
- Yorumlar (0)
Beylikdüzü Avukat iletişim için tıklayınız.
14. Ceza Dairesi 2018/7273 E. , 2019/483 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN
ÇOCUK : …
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin beyanları, savunma ve tanık anlatımları ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde 16 yaşını bitirmiş mağdure ile rızası hilafına cinsel ilişkiye girdiğine dair mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil olmaması karşısında eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilerek, 5237 sayılı TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun, soruşturma ve kovuşturmasının, şikayete tabi olması ve dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocukla rızaen cinsel ilişkiye giren onbeş-onsekiz yaş grubuna dahil mağdurenin, vekil huzurunda alınan ifadesinde, suça sürüklenen çocuktan şikayetçi olmadığını bildirmesi nedeniyle, kamu davası hakkında şikayet yokluğu nedeniyle TCK’nın 73 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşme kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
14. CEZA DAİRESİ
E. 2015/9215
K. 2016/1407
T. 17.2.2016
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Mağdure vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Mahkemece beyanının alındığı 06.06.2007 tarihli celsede onbeş yaşını tamamlayan mağdurenin sanıktan şikayetçi olmadığını belirtmesi karşısında, mağdureye yaşı nedeniyle tayin edilen vekilin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili ile sanık müdafiin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Mahkemece oluşa uygun şekilde sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu cebir kullanarak işlediği kabul edilmesine rağmen, önce TCK’nın 109/1 daha sonra 109/2. maddeleri tatbik olunmak suretiyle kademeli uygulama yapılması sonuca etkili görülmediğinden ve sanık hakkında kişiyi hürriyeti yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/2. maddesi uyarınca belirlenen 2 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden aynı Kanunun 109/3-a-f. maddesi gereğince bir kat arttırım yapılırken hapis cezası 4 yıl 12 ay yerine 5 yıl olarak fazla tayin edilmiş ise de, TCK’nın 35 ve 62. maddelerinin uygulanması suretiyle belirlenen sonuç ceza yerinde olduğundan bu hususlar bozma nedeni yapılmamış, hükümden sonra 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin eleştiriler dışında unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında ırza geçme suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;
Oluşa uygun kabul ve dosya içeriğine göre, sanığın suç tarihlerinde onbeş yaşını tamamlayan mağdure ile cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden bulunmaksızın, rızası doğrultusunda cinsel ilişkiye girdiği, sanığın bu eyleminin TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu, ancak bu suçun takibinin şikayete bağlı olup mağdurenin şikayetçi olmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında eylemin reşit olmayanla cinsel ilişki kabulü ile bu suçtan görülen kamu davasının şikayet yokluğu nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ırza geçme suçundan beraatine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanık hakkında açılan kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca şikâyet yokluğu nedeniyle DÜŞMESİNE,
Sanık hakkında müessir fiil suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Mağdurenin aşamalardaki beyanlarında söz konusu eylemin hangi tarihte gerçekleştirdiğini bilememesi ve dosya içeriğinden de bu hususun anlaşılamaması karşısında, suçun 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girdiği 01.06.2005 tarihinden evvel işlendiği kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri gözetildiğinde, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı süresi yönünden lehe olan 765 sayılı TCK’nın 456/4. maddesinde düzenlenen suçu oluşturup anılan maddede öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle aynı Kanunun 102/4. maddesinde belirtilen 5 yıllık asli dava zamanaşımına tabi bulunduğu ve sanığın sorgusunun yapıldığı 04.06.2007 tarihinden karar tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, davanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı, katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
14. Ceza Dairesi 2015/8229 E. , 2016/539 K.
“İçtihat Metni”
Reşit olmayan mağdureyi alıkoymak ve rızaen cinsel ilişkide bulunmak suçlarından sanık …’nin 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 430/2, 416/son. 80, 418/2 ve 71. maddeleri gereğince 16 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair … Asliye Ceza Mahkemesinin 28.12.2004 tarih ve … Esas, … sayılı Kararının kesinleşmesini müteakip infazı sırasında 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, sanığın reşit olmayan mağdure ile rızaya dayalı olarak birden fazla kez cinsel ilişkiye girmek suçundan hükmedilen 10 ay hapis cezasının aynen infazına, reşit olmayan mağdureyi alıkoymak suçundan dolayı verilen cezanın ortadan kaldırılmasına ve sanığın beraatine ilişkin aynı Mahkemenin 24.06.2005 tarihli ve … Esas, … sayılı Ek Kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 01.06.1986 doğumlu olan mağdurenin suç tarihi olan 2003 yılında onbeş-onsekiz yaş aralığında bulunduğu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 6545 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 104/1. maddesinde “Cebir, tehdit ve hile olmaksızın onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi şikayet üzerine altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” düzenlemesinin yer aldığı, mahkemece verilen 28.12.2004 tarihli ve … Esas, … sayılı Kararda, suç tarihinde onbeş yaşından büyük olan mağdurenin sanıkla rızaya dayalı olarak cinsel ilişkiye girdiğinin kabul edildiği, her ne kadar mağdure 11.02.2004 tarihli duruşmada sanıktan şikayetçi olduğunu beyan etmiş ise de, soruşturma evresinde kollukta alınan 26.07.2003 tarihli beyanında kimseden şikayetçi olmadığını beyan ettiği, bu durumda şikayetten vazgeçmeden vazgeçmenin sözkonusu olamayacağı düşünülerek, sanık hakkında reşit olmayan mağdure ile rızaya dayalı cinsel ilişkide bulunmak suçundan açılan kamu davasının şikayet yokluğu nedeniyle 5237 sayılı Kanunun 73/4 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 31.07.2015 gün ve … E. … sayılı yazılı istemlerine istinaden ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, … Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2005 gün ve … Esas, … sayılı Ek kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı Kanunun 309/4-d maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükümde yer alan sanığın reşit olmayan mağdure ile rızasıyla cinsi münasebette bulunma suçundan verilen 10 ay hapis cezasının aynen geçerliliğine ilişkin 1. fıkrasının A- bendinin hükümden çıkartılmasına ve yerine “Sanık … hakkında mağdure …’a yönelik reşit olmayan mağdure ile rızasıyla cinsi münasebette bulunma suçundan hüküm kurulmuş ise de, bu eyleminin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 104. maddesin de düzenlenip soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve mağdurenin soruşturma evresinde alınan ilk beyanında sanıktan şikâyetçi olmadığı anlaşıldığından, sanığın reşit olmayan mağdure ile rızasıyla cinsi münasebette bulunma suçundan cezalandırılmasına ilişkin mahkememizin 28.12.2004 gün ve … Esas, … sayılı Kararının ortadan kaldırılmasına, sanık hakkında bu suçtan açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 73/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,” ibaresinin eklenmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi