- Yazar: ozturkhukuk
- Nafaka artırım davası beylikdüzü
- Ağu 13
- Yorumlar (0)
NAFAKA ARTIRIM DAVASI
Nafaka, terim anlamı olarak “Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık.” şeklinde tanımlanmış olmasına rağmen; pratikte daha çok boşanmadan sonra maddi olarak geçinemeyecek durumda bulunan eşe mahkemece takdir edilen ödemeleri ifade etmektedir.
Nafakanın tedbir, iştirak, yoksulluk ve yardım olmak üzere dört ayrı türü bulunmaktadır. Tedbir nafakası, boşanma davasının devam ettiği süre zarfında hayatını maddi olarak devam ettiremeyecek durumda olan eşe bağlanan nafaka; iştirak nafakası, eşlerin müşterek çocukları için velayeti elinde bulundurmayan eş tarafından ödenen nafaka; yoksulluk nafakası, boşanma neticesinde hayatını maddi olarak devam ettiremeyecek durumda olan eski eşe ödenmesi gereken nafaka; yardım nafakası, bir kişinin geçimlerini sağlamakla yükümlü olduğu yakınlarına karşı ödemekte olduğu nafaka türüdür.
Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesinin 4. fıkrasında da “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması ve azaltılmasına karar verilebilir.” şeklinde yer aldığı üzere belli koşulların varlığı halinde mahkemece hükmedilen nafaka miktarının artırılmasının talep edilmesi mümkündür. Bunun için nafaka alacaklısı olan tarafın, belli bir sebeple bağlanan nafakanın çeşitli sebepler sonucu artık amacını yerine getirmediğini ve bu nedenle nafakanın artırılması gerekliliğini ispat etmesi koşulu vardır.
Piyasa koşulları ve enflasyon gibi mali sebepler kişinin hayatındaki değişimler sebebiyle belirlenen nafaka bedeli bir süre sonra kişiye yetmemeye başlamaktadır. Bu gibi durumlarda kişiler, nafaka artırım davası ile kendisine bağlanan nafakanın artırılmasını talep edebilir. Bununla birlikte nafakayı ödemekle yükümlü olan tarafın mali durumundaki iyileşme de nafakanın arttırılması için haklı neden oluşturmaktadır.
Nafaka artırım davasının hiçbir zamanaşımı bulunmamakla birlikte; kişiler haklı nedenleri öne sürdüğü süre boyunca nafakanın artırımı için dava açabilirler. Fakat bu husus, boşanmadan sonra nafaka bağlanmayan kişiler için geçerli değildir. Eğer boşanma sonrasında eşlerden biri yararına nafakaya hükmedilmemişse söz konusu nafaka hakkı, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrayacaktır.
Nafaka artırım davası, kural olarak Türk Medeni Kanunu 177. maddesi “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.” ifadesinde de belirtildiği üzere maddi açıdan yardıma ihtiyaç duyan tarafın yerleşim yerindeki mahkemede açılacaktır. Fakat, bu kanun maddesi, kesin bir hüküm olmamakla birlikte sadece nafaka alacaklısını maddi açıdan zorlamamak adına konulmuştur. Bu sebeple kişi isterse nafakayı ödeyecek kişinin yerleşim yeri mahkemesinde de söz konusu davayı açabilir.
Nafaka artırım davası açılırken dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise; söz konusu davanın nisbi harca tabi olduğudur. Yani davacı taraf, arttırılmasını talep ettiği miktar oranında dava açma harcı ödemek zorundadır. Bu sebeple davayı açarken gereken masraf, arttırılması istenilen miktarla doğru orantılı olarak değişiklik göstermektedir. Nafaka artırım davası açıldıktan sonra nafakanın arttırılması talep eden davacı tarafın, delillerle nafakanın arttırılması gerekliliğini ispatlaması mahkemece nafakanın artırılması kararı verilmesinde etkili olacaktır. Bu nedenle, kişilerin mevcut yaşamındaki değişimleri ve artan yaşam masraflarını mümkünse yazılı ve resmi nitelikteki delillerle sunması lehlerine olacaktır.
Nafaka artırım davası açmak isteyen taraf veya davalı taraf bu konuda hak kaybına uğramamak adına alanında uzman bir avukatla çalışılmasında fayda vardır. Beylikdüzü Avukatlık Bürosu olarak hem nafaka artırım davalarındaki tecrübemiz hem de boşanma davalarındaki tecrübemiz nedeniyle söz konusu davalarda hem davacı taraf hem de davalı taraf nezdinde avukatlık hizmeti vermekteyiz.