- Yazar: ozturkhukuk
- May 4
- Yorumlar (0)
İSTİNAF KANUN YOLU (HMK. 341-381) (5235 sayılı yasa gereğince kurulan İstinaf mahkemeleri 20.07.2016 tarihinde çalışmaya başlamıştır)
Ülkemizde 7 bölgede BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ VARDIR.Bir başkan 2 üyeden oluşur. Örneğin Erzurum’daki BAM Hukuk Dairesi kendi yetki sınırları içinde olan uzak mesafedeki Hakkari’de nasıl keşif yapabilecektir v.b. şekildeki bazı sorunlar 7 BAM mahkemesinin yeterli olmayacağını akla getiriyor.
Çekişmeli yargı kararları dahil, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile, ihtiuati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları ve kabulüne karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar hakkında kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde “Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren mahkemeye verilecek dilekçe ile” İstinaf kanun yoluna başvurulabilir. Dilekçede bulunması gereken hususları Md.342’de sayılmıştır. Temyiz dilekçesinde “Temyiz ediyorum demek” yeterlidir, fakat İstinaf yoluna başvurma dilekçesinde “tüm istinaf nedenleri” sayılmak zorundadır. Sayılmamış nedenler, istinaf mahkemesince inceleme konusu yapılmaz.
Miktar veya değeri veya davanın reddine karar verilen kısmı 5.390-TL.yi (Bu miktar her yeni yıl açıklanan katsayılar nazara alınarak değişebilir, takip ediniz.) geçmeyen kararlar kesindir.(Kısmi davada bu sınır alacağın tamamına bakılarak belirlenir)
Noksan başvuru harcı ve masraflar verilecek 1 haftalık kesin sürede yatırılmazsa “başvurunun yapılmamış sayılmasına” karar verilir. Bu red kararı veya “başvurunun süresinde yapılmaması veya kararın kesin olması nedeniyle” reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğden itibaren 1 hafta içinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye mahkemesi (BAM), red kararını yerinde görmezse ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.
İstinaf dilekçesinin karşı tarafa tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede cevap verilebilir ve istinaf süresi geçmiş veya başvurma hakkı olmasa bile katılma yolu ile istinaf yoluna başvurulabilir. Fakat ilk başvuran bu başvurudan feragat eder veya talebi BAM tarafından esasa girilmeden reddedilirse katılma yolu ile yapılan başvuruda reddedilmiş olur.
Md.350 : Bu yola başvuru, ilamın icrasını durdurmaz. İİK.36 madde uygulanır, yani istinaf yoluna başvuran borçlu taraf, ilamın icra takibine konulduğu dosyaya teminat olarak borcunu yatırarak ve istinaf mahkemesinden alacağı karar ile istinaf incelemesi sonuna kadar icra takibinin durdurulmasını sağlayabilir. (Nafaka borçlarına ilişkin icra takibi teminat konularak dahi durdurulamaz)
Başvuru kötü niyetli ise (ör:menfaat yokluğu) 500-5000-TL. disiplin para ceazasına mahkum edilir. (Sebebiyet veren vekil ise, bu ceza vekile de uygulanır.)
Bölge Adliye mahkemesinin ilgili hukuk dairesi, ön incelemede; miktar, başvuru süresi,sebep-gerekçe gösterilip gösterilmediği ve kendi dairesinin görevli olup olmadığı konularında öncelikle karar verir.
ESASI İNCELENMEDEN ve DURUŞMA YAPILMADAN kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine veya görevli-yetkili mahkemeye gönderilmesine KESİN OLARAK KARAR VERİLECEK OLAN HALLER ŞUNLARDIR (353/1-a)( Bu karar kesin olduğundan temyiz edilemez) : Davaya bakması yasak olan veya haklı neden ile ret edilmiş olmasına rağmen davaya bakmış olan veya yetkisiz-görevsiz şekilde karar vermiş olan veya görevli-yetkili olmasına rağmen görevsizlik-yetkisizlik kararı vermiş olan hakimin verdiği kararlar ile usule aykırı biçimde açılmamış sayılma, birleşme, ayrılma veya mercii tayini kararı verilmiş olması veya deliller toplanmadan-değerlendirilmeden karar verilmiş olması veya diğer dava şartlarına aykırılık bulunması halleridir.
ESASI İNCELENEREK ve DURUŞMA YAPILMADAN KARAR VERİLEBİLECEK HALLER: (Temyizi mümkün)
Mahkemenin kararı usul ve yasaya uygun bulunursa başvurunun ESASTAN REDDİNE karar verilir. Bu esastan red kararı temyiz edilir ve Yargıtay tarafından bozulursa BAM’ın kararı kaldırılarak dosya kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mhk. ne gönderilir. İlk derece mahkemesince bozmaya uygun şekilde karar verilirse bu kararın da temyizi mümkündür, direnme kararı verilirse bunun temyizi halinde inceleme HGK. da yapılır.
Kanunun olaya uygulanmasında hata olup da yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmediği veya kararın gerekçesinde hata yapılmış olduğu hallerde DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA karar verilir.
Yargılamadaki eksiklikler duruşma yapılmadan tamamlanabilecek ise tamamlanmasından sonra YENİDEN ESAS HAKKINDA karar verilir.
Yeniden esas hakkında karar verilen bu iki durumda kararın Yargıtay tarafından bozulması halinde dosya kararı veren veya uygun görülecek diğer bir BAM’ ne gönderilir. BAM tarafları duruşmaya çağırır ve bozmaya uyulup uyulmayacağına karar verir, direnme kararı verilir ve bu karar temyiz edilirse inceleme HGK. da yapılır. (BAM’ın bu bozma kararına uyması halinde ne olacağı kanunda açık olarak yazılı değil, fakat bozma sonucu yapılan yeni yargılamada verilecek kararın temyizini yasaklayan bir hüküm yoktur)
HMK.353. MADDEDE SAYILI YUKARIDAKİ HALLER DIŞINDA BAM’deki inceleme DURUŞMALI YAPILIR. İnceleme sadece başvuru dilekçesinde belirtilen sebepler ile SINIRLI OLARAK YAPILIR ve ibraz edildiği halde incelenmemiş veya mücbir sebep ile gösterilememiş olan deliller hariç yeni delil ibraz edilemez, yeni iddia ve savunma dinlenmez.(Kamu düzeni nedeniyle resen nazara alınacak olanlar hariç)
İnceleme davanın özelliğine göre heyetçe veya görevlendirilecek bir üye tarafından yapılır(Yargıtay’da olan tetkik hakimi BAM’de yoktur.)
BAM Hukuk Dairelerinde karşı dava açılamaz, müdahele talebinde bulunulamaz , dava ıslah edilemez ve BAM için yetki sözleşmesi yapılamaz. Ancak, aynı yargı çevresinde bulunan aynı dereceli mahkemelerdeki bağlantı bulunan davaların birleştirilmesi talep olunabilir. (Farklı yargı çevresinde ise davaların birleşmesi mümkün değildir)
Yetki sözleşmesinden söz etmişken; Yetki sözleşmesini gerçek kişiler yapamazlar, tacirler ve kamu tüzel kişileri yapabilirler.(Yargıtay 13 H.D.2017/8139, 10924)
İstinaf yoluna başvuran duruşmaya mazeretsiz gelmez veya davetiyede yazılı avansı yatırmazsa mevcut duruma göre karar verilir. Ancak tahkikat zorunlu ise avans yatmamış olması halinde başvurunun reddine karar verilir. (HMK. 150 md.uygulanmaz, yani dosya işlemden kaldırılmaz.)
BAM’nin vereceği kararın neleri ihtiva edeceğini açıklayan HMK. 359/ 1-c,ç,d,e maddeleri BAM’ni noksansız inceleme yapmaya zorlayan yerinde hükümlerdir.
Yargılama Usulü; aksine hüküm olmayan hallerde ilk derece mhk. de uygulanan yargılama usulüdür.
T E M Y İ Z
Miktar veya değeri 72.070-TL.yi (bu miktar zamanla değişecektir, takip ediniz) geçmeyen davalara ilişkin kararlar ile HMK.362 md. de sayılı diğer hallerde BAM kararları kesin olduğundan temyizi mümkün değildir. 362. maddede sayılı olanlar dışında kalan Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kararları ile Hakem kararlarının iptali talebine ilişkin verilen kararlara karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yoluna başvurulabilir.
Kanun Yararına temyiz yoluna; kesin olarak verilen veya istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş olan kararlara karşı Adalet Bakanlığı veya Yargıtay C.Başsavcılığı tarafından başvurulabilir. Kanun yararına verilen bozma kararı, o bozmaya ilişkin olan yerel mahkeme kararının hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
Temyiz dilekçesinde yazılı olması gerekenler md.364’de yazılıdır.(En önemlileri; temyiz nedenleri ve duruşma günü talebi..)
İstinaf yolundan feragata ilişkin 349 md. ve süre ile miktar vd. yönünden koşullara dair 352 md. kıyasen temyiz’de de uygulanır.
Temyiz kanun yolunda da yukarıda sözünü ettiğimiz İİK. 36. maddesi aynen uygulanır.
Temyiz talebi kötü niyetli ise, istinafta olduğu gibi para cezası uygulanır.(Md.329’a atfen)
Yargıtay tarafların ileri sürdüğü nedenler ile bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırılıkları da inceler ve değeri 108.120-TL.yi( bu miktar zamanla değişecektir, takip ediniz.) aşan ve 369/2’de sayılı hallerde ve taraflardan birinin istemi varsa tarafları duruşmaya çağırır. Bilgi almak için de duruşmaya resen çağırabilir, taraflar gelmese de duruşma gününde veya takip eden 1 ay içinde karar verilir.
Kanunda ivedi olduğu bildirilen dava ve işlerin temyiz incelemesi öncelikle yapılır.
YARGITAYIN ONAMA KARARI: Yargıtay onadığı kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermek zorundadır. Yerel mahkeme kararı esas yönünden kanuna uygun olup da, kanunun olaya uygulanmasında hata varsa ve yeniden yargılama gerektirmiyorsa DÜZELTEREK ve DEĞİŞTİREREK veya kimlik, yazı, hesap hataları varsa DEĞİŞTİREREK ONAR.
Karar usul ve yasaya uygun fakat gerekçesi yanlış ise, GEREKÇE DEĞİŞTİRİLEREK ve DÜZELTİLEREK ONANIR.
YARGITAYIN BOZMA KARARI: Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması, dava şartlarına aykırılık bulunması, sunulmuş (dayanılmış) delillerin kanuni bir neden olmaksızın kabul edilmemiş olması, karara etki eden yargılama hatası ve noksanların bulunması hallerinde Yargıtay kararın KISMEN veya TAMAMEN BOZULMASINA KARAR VERİR.
Bozma kararı üzerine yapılan işlem ve sonuçları HMK.Md.373’de sayılıdır ve yukarıda BAM’NİN ESASI İNCELEYEREK KARAR VERMESİ KONUSUNA İŞLENMİŞTİR.
HUMK.da yer alan TASHİHİ KARAR(KARAR DÜZELTME) KANUN YOLU HMK. da yoktur, yani uygulamadan kaldırılmıştır.
YARGILAMANIN İADESİ(olağanüstü kanun yolu 374-381): (Öğrenmeden itibaren 3 ay içinde, en fazla 10 yıl içerisinde başvurulan bir yoldur) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması, davaya bakması yasak olan veya hakkındaki ret talebi merciince kesin olarak kabul edilen hakimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması, vekil veya yasal temsilcisi olmayan kişilerin huzuruyla davanın görülüp karara bağlanmış olması, yargılama sırasında mevcut olup da kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş belgenin varlığı, senedin sahte olmasının sonradan anlaşılması, ifadesi karara esas alınan tanığın yalan tanıklık yaptığının sabit olması, bilirkişinin kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunmuş olması ,lehine karar verilen tarafın karara esas alınan yemini yalan yere etmiş olması, karara esas alınan ilamın kesinleşmiş başka bir hüküm ile ortadan kalkması ve lehine karar verilen tarafın veya vekilinin karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması, hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu veya sebebi aynı olan ikinci bir davada öncekine aykırı bir hüküm verilmesi ve kesinleşmiş olması kararın insan haklarını ve ana hürriyetleri korumaya dair sözleşmeyi ihlal suretiyle verildiğinin AHİM’in kesinleşmiş kararı ile tespit edilmiş olması, bireysel başvuru üzerine AYM’nin yeniden yargılama yapmak üzere dava dosyasını ilgili mahkemeye göndermiş olması halleri yargılamanın iadesi sebepleridir.
Yargılamanın iadesini davanın taraflarından başka halefleri ve mal kaçırması durumunda alacaklılar, tarafı olmadıkları ortaklığın giderilmesi davasında hakkı ihlal edilen paydaşlar da yargılamanın iadesini talep edebilirler.
Yargılamanın iadesi davası sonunda verilen kararlarda temyiz edilebilir.
Çekişmesiz yargıda verilen kararlar, icra mahkemesi kararları ,hakem kararları ile feragat, kabul ve sulhun içeriğini oluşturan maddi hukuk işlemlerine karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulamaz.
Yargılamanın iadesi talebinde gösterilen sebebin niteliğine göre karşı tarafın zararını karşılayacak uygun miktarda teminat istenebilir(378/2) ve yine teminat alınmak şartıyla kararın icrasının durdurulmasına karar da verilebilir. Ancak iade sebebi bir mahkeme kararına dayanıyorsa teminat istenmez(381)
KİŞİLERİN KARARIN İPTALİNİ İSTEMELERİ(Md.376): Taraflardan birinin alacaklısı veya aleyhine hüküm verilenin yerine geçenler, borçluların veya yerine geçtiği kişilerin aralarında anlaşarak kendilerine karşı hile yapmaları nedeniyle hükmün iptalini isteyebilirler.
Kural olarak kararı taraflar temyiz eder ancak tarafı olmadığı ortaklı giderilmesi davasında verilen karar hakkı ihlal olunan diğer paydaşlar tarafından da temyiz olunabilir(HGK.13.04.2005, 6/229-259 )
İhtiyari dava arkadaşlarından her biri, şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlarından her biri ve asli müdahil kararı tek başına temyiz edebilir. Fer’i müdahil tek başına temyiz edemez. Temyiz harç ve giderlerinin noksan kısmını 7 günlük kesin sürede yatırmayan taraf temyizden vazgeçmiş sayılır. temyiz etmemiş sayılma kararının tebliğinden itibaren 7 gün içinde bu karar temyiz edilebilir.
Hükmün temyiz edilmemiş kısmı kendiliğinden kesinleşir ve Yargıtay temyize konu edilmeyen kısım hakkında bozma kararı veremez. Ör. Temyiz edilmeyen yetki itirazını Yargıtay kendiliğinden inceleyemez(HGK 28.03.2012, 12/88-240).
Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara ve aile ve kişiler hukukuna ilişkin kararlar ile (Yargıtay’a göre kira tespitine ilişkin kararlar da) kesinleşmedikçe icraya konulamaz. Ör. Para alacağına ilişkin bir ilam kesinleşmeden icraya konulabilir, borçlu davalının istinaf incelemesi veya bu talebinin reddi halinde koşulları varsa dosyanın temyize gönderilmesi halinde Yargıtay’dan incelemenin sonuna kadar icra takibinin durdurulmasını sağlamak için İİK 36’ya göre tehiri icra kararı getirmesi gerekir.
Miktar veya değeri 108.120-TL‘yi aşmayan (miktar değişikliklerini takip edilmesi gerekmektedir)davaların temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenemez. Tüzel kişiliğin feshi ve genel kurul kararlarının iptali, evlenmenin butlanı veya feshi, boşanma ve ayrılık davaları,velayet,soy bağı ve kısıtlamaya ilişkin davaların da temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenebilir.
Yargıtay tarafların duruşma istemediği veya isteme hakları olmadığı durumlarda taraflardan bilgi almak üzere resen duruşma yapılmasına da karar verebilir.
Yargıtay’ın kararı gerekçeli olmalıdır. Ancak uygulamada bozma kararları gerekçeli olarak verilmekte ise de, onama kararları genellikle dosyadaki bilgi ve belgelere göre verilip gerekçe açıklanmamaktadır. Taraflardan yalnız birinin temyiz ettiği hüküm temyiz eden tarafın aleyhine bozulamaz(aleyhe bozma yasağı)
Temyiz eden tarafın lehine bozulan karara uyan yerel mahkeme temyiz eden tarafın önceki karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez(aleyhe hüküm verme yasağı)
Kamu düzenine ilişkin hususlar hakkında aleyhe bozma yasağı uygulanmaz(HGK 30.12.2009, 1/575-618)
Bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak (usuli kazanılmış hak) durumunu oluşturan yönler, bozmadan sonra yapılan ikinci yargılamada verilen kararın temyiz aşamasında yeniden inceleme konusu yapılamaz. Yani temyiz dilekçesinde yeniden bozma nedeni olarak ileri sürülemez.
Mahkeme bozmadan sonraki ilk duruşmada bozma kararına uyulmasına karar verirse artık bu karara uymak ve bu bozma kararında belirtildiği şekilde tahkikat işlemlerini yapmak zorundadır. Mahkeme eski kararında direnilmesine karar vermiş olmakla birlikte bozma kararı gereğince bazı tahkikat işlemlerine girişmiş ise mahkemenin bu tutumu direnme değil bozmaya eylemli bir uymadır bu durumda verilecek yeni kararın temyiz incelemesi (direnme kararı sonucu verilen hükmün temyiz incelemesini yapan merci olan HGK’da değil) bozma kararını vermiş olan Yargıtay dairesinde yapılır.
Önceki kararı temyiz etmiş ve karar lehine bozulmuş olan taraf, direnme kararını temyiz edebilir. Bu incelemeyi HGK yapar. HGK’da duruşma yapılmaz ve HGK’nın kararın karşı direnme kararı verilemez, bu karar kesindir.
Her iki tarafta bozma kararına uyulmasını isterse direnme kararı verilemez, bozma hakkında bir karar verilmeden önce davacı davadan feragat eder veya davalı davayı kabul eder veya taraflar sulh olursa mahkeme direnme kararı veremez, tarafların söz konusu tasarruflarına göre davayı sona erdirici bir karar verir.
Mahkeme Yargıtay’ın kanun yararına(temyiz edilmeksizin kesinleşen kararın Yargıtay C.Başsavcısı tarafından temyizi sonucu) bozduğu karara karşı da direnme kararı veremez ve hiçbir işlem yapamaz. Çünkü kanun yararına bozma nihai kararın kesinleşmiş olmasını ortadan kaldırmaz yani taraflar kanun yararına bozma kararından yararlanamazlar.
Yargıtay kararın bir kısmını bozarsa, bozmaya konu edilmeyen kısmı onanmış sayılır. ör. Bu kısmen bozulan bölüm için yerel mahkemede yeniden yargılama yapılacak ise de, bozmaya konu edilmeyen kısım ile kendisi lehine usulü kazanılmış hak elde etmiş olan taraf, yargıtayın bu kararı ile o kısmın icrasını(infazını) talep edebilecektir. (HUKUK GENEL KURULUNUN 23.10.2002 gün, 2002/ 11-633 E, 2002/ 847 K. SAYILI KARARI) Ör. Bu kişi alacaklı ise davalı borçlunun İİK.36.md.ne göre icra dosyasına yatırdığı teminatı icra müdürlüğünden talep edebilecektir, zira talep ettiği kısma ilişkin karar Yargıtay tarafından bozulmamış-onanmıştır ve teminat karşılığında olsa bile icranın geri bırakılmasına karar verilemez.
Direnme kararlarının da değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına HGK’da karar verilebilir.
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İBK. veya yeni kanun çıkarsa bu karar Yargıtayda bekleyenler dahil tüm işlere uygulanır.
Yargıtay tarafından lehine bozma kararı verilen taraf için o konuda usuli kazanılmış hak oluşmakta ise de, o konuya ilişkin kanun hükmü Anayasa Mahkemesince iptal edilirse artık usuli kazanılmış hakka göre değil iptal kararından sonraki yeni hukuki duruma göre karar verilir(HGK 30.01.2013,1/683-165).
Ayrıca yine; Yargıtayın bozma kararı ile lehine bozma kararı verilen taraf için doğan usulü müktesep hak: a) hak düşürücü süre ile kesin hükmün varlığı halinde, b) kamu düzeninin gerekliliği halinde c) maddi hataya dayanan bozma ve onama ( 22 Hukuk D.21.04.2014 gün, 2014/11056-8771) hallerinde, d)karşı tarafın muvafakati ile davanın veya savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi hallerinde geçerli olmaz.
Karar görevsizlikten başka bir sebepten bozulmuş ise Yargıtay bozma kararından sonra yapılan yeni yargılamada verilen kararın temyizi üzerine yapacağı yeni incelemesinde dahi hükmü görevsizlikten dolayı bozabilir.(Zira görev kamu düzeni ile ilgili olduğundan her aşamada dikkate alınır)
Yabancı ülkeden alınmış olan “Borç ikrarını havi belge” o ülkenin resmi makamları tarafından tasdik edilmiş ise icra takibine konulabilir.(12.H.D.30.10.2012-2012/ 12007-30549)
İçtihatların birleştirilmesi yoluna benzer olaylar hakkında birbirine aykırı en az iki yargıtay kararının bulunması üzerine başvurulabilir. Ayrıca Yargıtay hukuk dairelerinden biri yerleşmiş içtihadından dönmek isterse veya bir hukuk dairesi benzer olaylarda birbirine uymayan kararlar vermiş ise veya iki farklı daire arasında içtihat uyuşmazlığı varsa içtihatların birleştirilmesine HGK tarafından karar verilir.
HGK’nın benzer olaylarda birbirine aykırı biçimde verdiği kararlar arasındaki içtihat uyuşmazlıklarını giderme ve içtihatların birleştirilmesine Yargıtay Büyük Genel Kurulu (İBGK) karar verir.
İçtihatların birleştirilmesi yoluna Yargıtay 1. Başkanı doğrudan veya mahkemeler, TBB, Barolar, Türkiye noterler birliği, Hakimler, Avukatlar, Üniversite öğretim üyeleri gibi mercii ve kişiler Yargıtay 1. Başkanlığına başvurarak içtihatların birleştirilmesinin talep edebilirler.
İBK kararları ilke kararlarıdır ve benzer hukuki konularda HGK,Yargıtay daireleri ve adliye mahkemelerini bağlar. Buna göre mahkemeler,Yargıtay daireleri ve HGK devam eden davaları İBK kararına göre karara bağlar. İBK kararını hangi kurul vermiş ise, değiştirilmesi veya kaldırılmasına da o kurul karar verir.
HÜKMÜN TASHİHİ (DÜZELTİLMESİ): (Md.304)Hükümdeki yazım ve hesap hataları ile benzeri açık hataları mahkemece kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi ile düzeltilmesidir. Yargıtay , maddi hataların düzeltilmesi bahanesi ile hükmün değiştirilemeyeceğinin vurgulamıştır. Ör. Hükümde unutulmuş olan vekalet ücreti sonradan ilave edilemez(6. HD. 11.05.2015,4192/4762)
HÜKMÜN TAVZİHİ: (Md.305)Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor veya birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa hükmün icrası tamamlanıncaya kadar tavzih mümkündür. Bir taraf sadece tavzih talebinde bulunur ve temyiz süresini kaçırırsa hüküm kesinleşir. Ancak karar kesinleşmiş olsa bile icra edilinceye kadar tavzihi mümkündür.
İlgili yazı bulunamadı.