- Yazar: ozturkhukuk
- Yargıtay Kararı
- Ağu 13
- Yorumlar (0)
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/12620
K. 2017/2897
T. 9.3.2017
4721/m.4,188/2,330
DAVA : Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; davalı eski eşinden Aile Mahkemesi’nin 2009/856 Esas 2010/1004 Karar sayılı ilamı ile boşandığını, müşterek çocuk Ebrar’ın velayetinin müvekkiline verildiğini, müşterek çocuk için aylık 100,00-TL nafakanın davalı eşten tahsiline karar verildiğini, iştirak nafakasının günün ekonomik koşulları ve müşterek çocuğun büyümesi ve ihtiyaçlarının artması sonucu yetersiz kaldığını belirterek, aylık 100 TL iştirak nafakasının aylık 600 TL’ye çıkartılmasına, 600 Tl iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı , öncelikle boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu bu sebeple usule dair itirazları olduğunu ayrıca müşterek çocuğun davacı ile birlikte yaşamadığını, çocuğun fiilen Denizli’de anneannesi ve dedesiyle birlikte yaşadığını, talep edilen nafakanın fahiş olup bu miktardaki nafakayı ödemesinin mümkün olmadığını, kendisinin kirada oturduğunu, eşi, eşinin çocuğu ve müşterek çocukları olmak üzere 4 kişi birlikte yaşadıklarını, mali imkanları sınırlı olduğu için yargılama giderlerini ödemek istemediğini ve iyiniyetle imkanlarını zorlayarak aylık 175,00 TL katılım nafakası ödemeyi kabul ettiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, Denizli 1. Aile Mahkemesi’nin 23/11/2010 tarih ve 2009/856 Esas, 2010/1004 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk E. Ç. için hükmedilen aylık 100,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 100,00 TL artırılarak 200,00 TL ye yükseltilmesine, artırılan nafaka miktarının karar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya dair talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekilince ve temyiz edilmiştir.
1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının yerinde bulunmadığından reddi gerekir.
2- )Dava, 2009 yılında açılan boşanma davasında 2010 yılında hükmolunan 100 Tl iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir.
TMK. 182/2.maddesine göre; “Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır”.
Aynı Kanun’un 328/1.maddesine göre de; “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.
Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur” ( TMK. 330/1 ).
İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.
Taraflar hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasından; müşterek çoçuğunu 7 . sınıf öğrencisi olduğu , davacının günübirlik temizlik işlerinde çalıştığı , aylık ortalama gelirinin 1000 TL civarında olduğu , davalının asgari ücretli , satış temsilcisi olarak çalıştığı , yeniden evlendiği, yeni eşinin de satış temsilcisi olduğu , yeni evliliğinden bir çocuğunun daha olduğu , ayda 325 TL kira ödediği ; anlaşılmaktadır.
Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocuğun yaşı , eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde biraz daha yüksek miktar iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile müşterek çocuk için az miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacının temyiz itirazı bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün davacı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 6100 Sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.