- Yazar: ozturkhukuk
- Yargıtay Kararı
- Tem 1
- Yorumlar (0)
22. Hukuk Dairesi 2017/19835 E. , 2019/3175 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 21.11.2012–14.11.2013 tarihleri arasında davalı işverene bağlı olarak çalıştığını, iş akdinin haklı bir neden gösterilmeksizin kötü niyetle feshedildiğini, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin kendisine verilen görevlerin hatırlatılmasına rağmen yerine getirilmemesi sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini, davacının bir yıllık çalışma süresini doldurmadığını, talep konusu alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının kıdem süresi dolayısıyla kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı iddiası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının 21.11.2012-13.11.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı hususu sabittir. Mahkemece, davalı tarafın kıdem süresinin dolmasına birkaç gün kala haklı bir sebep göstermeksizin davacının iş sözleşmesini feshetmiş olmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle, davacının hizmet süresinin bir tam yılı doldurmamasına rağmen davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağına hak kazandığı kabul edilmiştir. Davacı, davalıya ait işyerinde, bir yıldan az süre ile çalışmıştır ve bu konuda ihtilaf yoktur. Buna göre, davacının kıdem tazminatı ve yıllık izne hak kazanamadığı gözetilmeden, bu taleplerin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar süresi tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi taktirde, fesih hakkı kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca bildirim sürelerine ait ücretin 3 katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma ve hesabı yönlerinden 4857 sayılı Kanun 17. maddenin 6. fıkrasının açık hükmüne göre, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
4857 sayılı Kanun’da genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikayet etmesi, dava açması veya şahitlikte bulunması sebebine bağlı fesihlerin kötüniyete dayanmaktadır.
Tazminatın hesabı da 4857 sayılı Kanun’u ile açıklığa kavuşturulmuştur. Kötüniyet tazminatı ihbar sürelerine ait ücretin üç katı tutarı olarak belirlenmiş ve ayrıca ihbar tazminatının ödenmesinin gerektiği kurala bağlanmıştır.
4857 sayılı Kanun’un 17. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötü niyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, mahkemece davalı tarafından iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğine dair delil sunulmadığı ve kıdem süresinin dolmasına birkaç gün kala haklı bir sebep gösterilmeksizin davacının iş sözleşmesinin feshedilmiş olmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle kötüniyet tazminatının kabulüne karar verilmiştir. Yalnızca bu durumun varlığı, işverenin kötüniyetle iş sözleşmesini feshettiğine delil teşkil etmez. Dosyada fesih hakkının kötüniyetle kullanıldığını ispata yarar başkaca bilgi ve belge de bulunmadığından, davalı işverenin fesih hakkını kullanırken davacıya zarar verme kastı, kusuru, menfaatler arasında aşırı dengesizlik getirmesi, fesih hakkını meşru bir menfaat bulunmaksızın veya sosyal amacından saptırarak kullanması gibi objektif iyi niyet kurallarından ayrıldığının da davacı tarafından ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Fesih hakkının kötüniyetle kullanıldığı ispatlanamadığından kötüniyet tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün olmadığından davacı işçinin iş güvencesi kapsamında olup olmadığı araştırılmaksızın davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1393
K. 2005/24831
T. 12.7.2005
Davacı, cezai şart, prim, bakiye ücret, kira bedeli, fazla çalışma ve izin ücreti ile ihbar, kıdem ve manevi tazminatın ödetilmesine, karşı davacı ise uğranılan şirket zararının tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle asıl davada gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karşı davanın reddine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.7.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı ve karşı davalı adına Av. Ö.Ö. ve Ş.D. ile karşı taraf adına Av. Ç.Ö. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı 1.1.1997 günü çalışmaya başlamış 1 yıl dolmadan 31.12.1997 günü iş sözleşmesi feshedilmiştir. Böyle olunca davacı işçi kıdem tazminatı ile izin ücretine hak kazanamaz. Kıdem tazminatı ile izin ücreti isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde isteklerin kabulü hatalı olmuştur.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 400 YTL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.7.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/1812
K. 2018/4665
T. 1.3.2018
Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : A-) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, 01.07.2011 tarihinde… İnş. Hafriyat ve Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti. nezdinde “hafriyat kamyon şoförü” olarak çalışmaya başladığını, davalı şirketin yaklaşık 3 ay sonra davacıyı Özyılmazlar Hafriyat İnş. Oto. Ve Toplu Taş. Ltd. Şti. nezdinde çalışıyor olarak gösterdiğini, burada 6 ay çalışıyor gösterilen müvekkilinin daha sonra …… İnş. Hafriyat ve Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti. nezdinde SGK kaydının yapıldığını, davacının SGK kayıtlarında sürekli olarak davalılar nezdinde dönüşümlü olarak çalışıyor gösterilmiş olsa da aynı araçlar ile aynı görevi yaparak çalışmasını sürdürmüş olduğunu, nitekim her iki şirketin ortak ve yetkililerinin de aynı kişiler olduğunu, davalı tarafından iş aktinin haksız olarak şifahen feshedildiğini, 3200 saati aşan fazla mesai yaptığını, her sabah 05:30da servis ile evinden alındığını, 06:00da işbaşı yaptığını, mesaisinin 24:00a kadar devam ettiğini, çalışmalarının davalılar nezdinde tutulan takograflarda, belediyenin verdiği döküm fişlerinde, işveren tarafından veirlen koçan fişlerinde, şirket bünyesinde ve sefer çizelgelerinde kayıtlı olduğunu, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B-)Davalı cevabının özeti:
Davalı Özyılmazlar Şirketi vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının müvekkili nezdinde hiç çalışmadığını, davalıların yetkililerinin bağlantılı olmasının davacının her iki şirkette de çalıştığını göstermediğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı… Şirketi vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, 20.09.2011 tarihinde kendi istemi ile istifa ettiğini, akabinde 02.12.2011 tarihinde yeniden işe başladığını ve 05.09.2012 tarihinde yine kendi isteğiyle işten ayrıldığını, ibranameler verdiğini, genel tatil çalışması uygulamasının davalıda bulunmadığını, haftada 2 gün hafta tatili kullandırıldığını, davacının kamyon şoförü olduğunu, bu sebeple 10:00-16:00 saatleri arasında çalışmadığını, sabah ve akşam saatlerinde trafiğe çıkma yasağı bulunduğunu, yağışlı havalarda hafriyat kazısı yapılmadığı için ve hafriyat depolama alanları kapalı olduğu için çalışılamadığını, davacının çalıştığı dönemde 3-4 ay kış aylarında çalışmadığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C-)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 2015/2731 Esas sayılı bozma ilamına uyulduğu, tanıkların dinlendiği, SGK kayıtlarının celp edildiği mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırıldığı Av Erol Tuna Mıdık tarafından 25/04/2017 tarihli raporun ibraz edildiği raporun usul ve yasaya uygun tanzim edildiği, dosya kapsamından tanık beyanlarından bilirkişi raporundan ve davacının ıslah dilekçesinden davacının davalıya ait iş yerinde 20/07/2011 – 20/09/2011, 02/12/2011- 05/09/2012 tarihleri arasında 11 ay 10 gün işverene ait işyerinde çalıştığı davacının brüt maaşının 2225,58 TL olduğu, davacının kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde bir çalışmasının bulunmadığı, çalışmasının 1 yılın altında olduğu, bu sebeple kıdem tazminatına hak kazanamayacağı, ihbar tazminatı yönünden 05/09/2012 tarihli ibranamede ayrılış nedeni/şekli belirtilmediğinden bu ibraname nedeni ile davacının istifa ettiği kabul edilemeyeceği, ayrıca matbu olan bu ibranamede matbu düzenleme tarihi 06/09/2012 olmasına rağmen kalemle yazılan tarihi 05/09/2012 tarihinin olduğu, ibraname 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420 maddesi hükümlerine de uymadığı, açıklanan nedenler ile bu ibraname davacının istifa ettiği sonucuna ulaşılmasını sağlamadığı, davalılar, davacının istifa ettiğini geçerli bir yazılı belge veya tanık beyanı ile ispatlayamadığı, bu sebeple davacının ihbar tazminatının reddi gerektiği, davacının fazla mesai iddiasında bulunduğu ve davacının iddiasının ispat edildiği, davalı işverence fazla mesai ücretlerinin ödendiği banka kaydı makbuz vs belge ile ıspat edilmediği ayrıca davacının fazla çalışma ücretine hak kazandığı cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunulduğu ücret alacakları yönünden zaman aşımı 5 yıl olup dava tarihinden 5 yıl geriye gidildiğinde 10/05/2008 tarihine ulaşıldığı bu duruma davacının alacaklarının bir kısmının zaman aşımına uğradığı, davacının kayıt altında olan fazla mesai gün ve sürelerinin dışlanması gerektiği, davacının dini ve milli bayramlarda çalıştığı davacı çalışmasını ıspat etmiş olduğundan bayram ve genel tatil alacağına hak kazandığı davalı tarafından bayram çalışma alacaklarının ödendiği belge makbuz dekont vs yazılı belge ile ispat edilemediğinden davacının bayram çalışma ücretinden ve fazla çalışma ücretinden 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına, davacının hafta sonlara çalıştığı çalışma olgusu tanık beyanları ile ıspat edilmiş olup ancak davalılar tarafından hafta tatili alacağının ödendiği banka kaydı dekont yazılı belge ile ıspat edilemediğinden davacının bayram ve genel hafta tatili alacağından 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına davacının yıllık ücretli izin alacağı talebinde bulunduğu davalı işveren tarafından iznini kullandığına dair bu husus yıllık ücretli izin defteri ve emsali belge ile ıspat edilmesi gerektiği ve davacı süresine 1 yılı doldurmadığı için İş Kanunu’na göre izin alacağına hak kazanmadığının anlaşıldığı, davacının yıllık ücretli izin alacağı talebininreddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D-)Temyiz:
Karar süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiştir.
E-)Gerekçe:
Fazla mesai ücreti bakımından, davacının delilleri kapsamında bozma ilamında davalıdan HMK’nun 220. maddesi uygulanarak fazla mesai konusunda dayanılan belgelerin işverenden ve Belediye tarafından tutulan var ise Belediye Başkanlığından celbi gerektiği açık bir şekilde belirtilmiştir. Ancak, bozmaya uyulmasına rağmen bozma ilamında belirtilen işlemlerin hiç biri yapılmamıştır.
Dairemizin hükmüne uyulan 2015/2731 Esas sayılı bozma ilamında belirtilen araştırma ve incelemeler yapılmaksızın karar verilmesi hatalıdır.
Mahkeme tarafından bu bozma ilamında belirtilen işlem, araştırma ve incelemeler tamamlanarak sonuca gidilmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgililere iadesine, 01/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/19835 E. , 2019/3175 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 21.11.2012–14.11.2013 tarihleri arasında davalı işverene bağlı olarak çalıştığını, iş akdinin haklı bir neden gösterilmeksizin kötü niyetle feshedildiğini, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin kendisine verilen görevlerin hatırlatılmasına rağmen yerine getirilmemesi sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini, davacının bir yıllık çalışma süresini doldurmadığını, talep konusu alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının kıdem süresi dolayısıyla kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı iddiası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının 21.11.2012-13.11.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı hususu sabittir. Mahkemece, davalı tarafın kıdem süresinin dolmasına birkaç gün kala haklı bir sebep göstermeksizin davacının iş sözleşmesini feshetmiş olmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle, davacının hizmet süresinin bir tam yılı doldurmamasına rağmen davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağına hak kazandığı kabul edilmiştir. Davacı, davalıya ait işyerinde, bir yıldan az süre ile çalışmıştır ve bu konuda ihtilaf yoktur. Buna göre, davacının kıdem tazminatı ve yıllık izne hak kazanamadığı gözetilmeden, bu taleplerin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar süresi tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi taktirde, fesih hakkı kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca bildirim sürelerine ait ücretin 3 katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma ve hesabı yönlerinden 4857 sayılı Kanun 17. maddenin 6. fıkrasının açık hükmüne göre, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
4857 sayılı Kanun’da genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikayet etmesi, dava açması veya şahitlikte bulunması sebebine bağlı fesihlerin kötüniyete dayanmaktadır.
Tazminatın hesabı da 4857 sayılı Kanun’u ile açıklığa kavuşturulmuştur. Kötüniyet tazminatı ihbar sürelerine ait ücretin üç katı tutarı olarak belirlenmiş ve ayrıca ihbar tazminatının ödenmesinin gerektiği kurala bağlanmıştır.
4857 sayılı Kanun’un 17. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötü niyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, mahkemece davalı tarafından iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğine dair delil sunulmadığı ve kıdem süresinin dolmasına birkaç gün kala haklı bir sebep gösterilmeksizin davacının iş sözleşmesinin feshedilmiş olmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle kötüniyet tazminatının kabulüne karar verilmiştir. Yalnızca bu durumun varlığı, işverenin kötüniyetle iş sözleşmesini feshettiğine delil teşkil etmez. Dosyada fesih hakkının kötüniyetle kullanıldığını ispata yarar başkaca bilgi ve belge de bulunmadığından, davalı işverenin fesih hakkını kullanırken davacıya zarar verme kastı, kusuru, menfaatler arasında aşırı dengesizlik getirmesi, fesih hakkını meşru bir menfaat bulunmaksızın veya sosyal amacından saptırarak kullanması gibi objektif iyi niyet kurallarından ayrıldığının da davacı tarafından ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Fesih hakkının kötüniyetle kullanıldığı ispatlanamadığından kötüniyet tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün olmadığından davacı işçinin iş güvencesi kapsamında olup olmadığı araştırılmaksızın davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1393
K. 2005/24831
T. 12.7.2005
Davacı, cezai şart, prim, bakiye ücret, kira bedeli, fazla çalışma ve izin ücreti ile ihbar, kıdem ve manevi tazminatın ödetilmesine, karşı davacı ise uğranılan şirket zararının tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle asıl davada gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karşı davanın reddine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.7.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı ve karşı davalı adına Av. Ö.Ö. ve Ş.D. ile karşı taraf adına Av. Ç.Ö. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı 1.1.1997 günü çalışmaya başlamış 1 yıl dolmadan 31.12.1997 günü iş sözleşmesi feshedilmiştir. Böyle olunca davacı işçi kıdem tazminatı ile izin ücretine hak kazanamaz. Kıdem tazminatı ile izin ücreti isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde isteklerin kabulü hatalı olmuştur.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 400 YTL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.7.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/1812
K. 2018/4665
T. 1.3.2018
Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : A-) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, 01.07.2011 tarihinde… İnş. Hafriyat ve Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti. nezdinde “hafriyat kamyon şoförü” olarak çalışmaya başladığını, davalı şirketin yaklaşık 3 ay sonra davacıyı Özyılmazlar Hafriyat İnş. Oto. Ve Toplu Taş. Ltd. Şti. nezdinde çalışıyor olarak gösterdiğini, burada 6 ay çalışıyor gösterilen müvekkilinin daha sonra …… İnş. Hafriyat ve Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti. nezdinde SGK kaydının yapıldığını, davacının SGK kayıtlarında sürekli olarak davalılar nezdinde dönüşümlü olarak çalışıyor gösterilmiş olsa da aynı araçlar ile aynı görevi yaparak çalışmasını sürdürmüş olduğunu, nitekim her iki şirketin ortak ve yetkililerinin de aynı kişiler olduğunu, davalı tarafından iş aktinin haksız olarak şifahen feshedildiğini, 3200 saati aşan fazla mesai yaptığını, her sabah 05:30da servis ile evinden alındığını, 06:00da işbaşı yaptığını, mesaisinin 24:00a kadar devam ettiğini, çalışmalarının davalılar nezdinde tutulan takograflarda, belediyenin verdiği döküm fişlerinde, işveren tarafından verilen koçan fişlerinde, şirket bünyesinde ve sefer çizelgelerinde kayıtlı olduğunu, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B-)Davalı cevabının özeti:
Davalı Özyılmazlar Şirketi vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının müvekkili nezdinde hiç çalışmadığını, davalıların yetkililerinin bağlantılı olmasının davacının her iki şirkette de çalıştığını göstermediğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı… Şirketi vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, 20.09.2011 tarihinde kendi istemi ile istifa ettiğini, akabinde 02.12.2011 tarihinde yeniden işe başladığını ve 05.09.2012 tarihinde yine kendi isteğiyle işten ayrıldığını, ibranameler verdiğini, genel tatil çalışması uygulamasının davalıda bulunmadığını, haftada 2 gün hafta tatili kullandırıldığını, davacının kamyon şoförü olduğunu, bu sebeple 10:00-16:00 saatleri arasında çalışmadığını, sabah ve akşam saatlerinde trafiğe çıkma yasağı bulunduğunu, yağışlı havalarda hafriyat kazısı yapılmadığı için ve hafriyat depolama alanları kapalı olduğu için çalışılamadığını, davacının çalıştığı dönemde 3-4 ay kış aylarında çalışmadığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C-)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 2015/2731 Esas sayılı bozma ilamına uyulduğu, tanıkların dinlendiği, SGK kayıtlarının celp edildiği mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırıldığı Av……….. tarafından 25/04/2017 tarihli raporun ibraz edildiği raporun usul ve yasaya uygun tanzim edildiği, dosya kapsamından tanık beyanlarından bilirkişi raporundan ve davacının ıslah dilekçesinden davacının davalıya ait iş yerinde 20/07/2011 – 20/09/2011, 02/12/2011- 05/09/2012 tarihleri arasında 11 ay 10 gün işverene ait işyerinde çalıştığı davacının brüt maaşının 2225,58 TL olduğu, davacının kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde bir çalışmasının bulunmadığı, çalışmasının 1 yılın altında olduğu, bu sebeple kıdem tazminatına hak kazanamayacağı, ihbar tazminatı yönünden 05/09/2012 tarihli ibranamede ayrılış nedeni/şekli belirtilmediğinden bu ibraname nedeni ile davacının istifa ettiği kabul edilemeyeceği, ayrıca matbu olan bu ibranamede matbu düzenleme tarihi 06/09/2012 olmasına rağmen kalemle yazılan tarihi 05/09/2012 tarihinin olduğu, ibraname 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420 maddesi hükümlerine de uymadığı, açıklanan nedenler ile bu ibraname davacının istifa ettiği sonucuna ulaşılmasını sağlamadığı, davalılar, davacının istifa ettiğini geçerli bir yazılı belge veya tanık beyanı ile ispatlayamadığı, bu sebeple davacının ihbar tazminatının reddi gerektiği, davacının fazla mesai iddiasında bulunduğu ve davacının iddiasının ispat edildiği, davalı işverence fazla mesai ücretlerinin ödendiği banka kaydı makbuz vs belge ile ispat edilmediği ayrıca davacının fazla çalışma ücretine hak kazandığı cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunulduğu ücret alacakları yönünden zaman aşımı 5 yıl olup dava tarihinden 5 yıl geriye gidildiğinde 10/05/2008 tarihine ulaşıldığı bu duruma davacının alacaklarının bir kısmının zaman aşımına uğradığı, davacının kayıt altında olan fazla mesai gün ve sürelerinin dışlanması gerektiği, davacının dini ve milli bayramlarda çalıştığı davacı çalışmasını ispat etmiş olduğundan bayram ve genel tatil alacağına hak kazandığı davalı tarafından bayram çalışma alacaklarının ödendiği belge makbuz dekont vs yazılı belge ile ispat edilemediğinden davacının bayram çalışma ücretinden ve fazla çalışma ücretinden 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına, davacının hafta sonlara çalıştığı çalışma olgusu tanık beyanları ile ispat edilmiş olup ancak davalılar tarafından hafta tatili alacağının ödendiği banka kaydı dekont yazılı belge ile ispat edilemediğinden davacının bayram ve genel hafta tatili alacağından 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına davacının yıllık ücretli izin alacağı talebinde bulunduğu davalı işveren tarafından iznini kullandığına dair bu husus yıllık ücretli izin defteri ve emsali belge ile ispat edilmesi gerektiği ve davacı süresine 1 yılı doldurmadığı için İş Kanunu’na göre izin alacağına hak kazanmadığının anlaşıldığı, davacının yıllık ücretli izin alacağı talebinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D-)Temyiz:
Karar süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiştir.
E-)Gerekçe:
Fazla mesai ücreti bakımından, davacının delilleri kapsamında bozma ilamında davalıdan HMK’nun 220. maddesi uygulanarak fazla mesai konusunda dayanılan belgelerin işverenden ve Belediye tarafından tutulan var ise Belediye Başkanlığından celbi gerektiği açık bir şekilde belirtilmiştir. Ancak, bozmaya uyulmasına rağmen bozma ilamında belirtilen işlemlerin hiç biri yapılmamıştır.
Dairemizin hükmüne uyulan 2015/2731 Esas sayılı bozma ilamında belirtilen araştırma ve incelemeler yapılmaksızın karar verilmesi hatalıdır.
Mahkeme tarafından bu bozma ilamında belirtilen işlem, araştırma ve incelemeler tamamlanarak sonuca gidilmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgililere iadesine, 01/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.