- Yazar: ozturkhukuk
- Yargıtay Kararı
- Haz 27
- Yorumlar (0)
2. Hukuk Dairesi 2015/19097 E. , 2016/12155 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiştir. Davalı kadına mahkemece yüklenen eşine, eşinin annesine ve kayınbiraderine yönelik hakaret eylemleri erkek tarafından oluşturulan ses kaydına ilişkin cd çözüm tutanağında yer almaktadır. Hukuka aykırı nitelikteki bu delil dikkate alınamaz. Bu nedenle yukarıda bahsedilen hakaret eylemlerinin kadına kusur olarak yüklenmesi mümkün değildir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkeğin mahkemece kabul edilen kusurlu davranışları yanında; davalı kadının, erkeğin ailesini istemediği ve onları kovacağını söylediği, cinsel birliktelikten kaçındığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda her iki taraf kusurlu olmakla birlikte, davacı erkeğin eşine göre daha fazla kusurlu olduğunun; gelişen olaylar karşısında evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığının ve dava da Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmiş bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmeleri doğru değil ise de; verilen boşanma kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan davalı kadının hükmün boşanmaya ilişkin bölümüne yönelik temyiz itirazının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün, gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiş (HUMK m. 438/son) ve davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.23.06.2016(Prş.)
6100 sayılı HMK- İspat hakkı
MADDE 189- (1) Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
(2) Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
(3) Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
(4) Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
BOŞANMADA HUKUKA AYKIRI ELDE EDİLEN DELİL KARARI
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ALAPLI
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA)
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2012/520 Esas
KARAR NO : 2014/326
DAVACI : Y.S.
VEKİLİ : Av. B.T.
DAVALI : M.S.
VEKİLİ : Av. T.U.
DAVA : Boşanma
DAVA TARİHİ : 05/12/2012
KARAR TARİHİ : 08/07/2014
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/07/2014
Mahkememizde görülmekte bulunan Boşanma davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı 05/12/2012 havale tarihli dilekçesinde özetle; davalı ile 19/10/2006 yılında evlendiklerini, bu evililiklerinden 02/06/2008 doğumlu A. isimli müşterek çocuklarının olduğunu, çalışmak amacıyla İstanbul iline gitiğini, izne geldiğinde davalı ile ilgili dedikodular duyduğunu, davalıya bu durumu sorduğunda davalının inkar ettiğini, davalı hakkındaki dedikoduların gerçek olduğunu öğrendikten sonra yaklaşık bir buçuk ay kadar önce fiili birlikteliğe son verdiğini, müşterek çocuğun kendisi ile kaldığını, müşterek çocuk ile davalıyı görüştürdüğünü ancak davalının bu durumu suistimal ederek çocuğu geri vermediğini, yaptığı araştırma sonucunda eşinin ”E.S. ve G.K” isimli kişilerle cep telefonu ile konuştuğu ve mesajlaştığı, bununla da kalmayıp evlilik dışı ilişki içerisinde olduğunu, çevrede pel çok kişinin bu durumu bilmesine rağmen kendisine söylemediğini, fiili olarak ayrılmalarından sonra söylemeye başladıklarını, evlilik birliğinin davalının bu ağır kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını, tüm bu nedenlerle boşanmalarına, 2008 doğumlu müşterek çocuk A.S.’in velayetinin tarafına verilmesine, davalıdan maddi-manevi tazminat talep hakkının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat çıkarılmış, davalı vekili 24/01/2013 havale tarihli cevap dilekçesiyle; davacının iddialarında haksız olduğunu, müvekkilinin, eşinin İstanbul’da çalıştığı dönemlerde başka biri ile evlilik dışı bir ilişkisinin olmadığını, yine telefon görüşmelerinin de olmadığını, eşini sevdiğini ve ayrılmak istemediğini, davacının müvekkiline sürekli hakaret ederek ve şiddet uygulayarak evi terketmeye zorladığını, davacı tarafın aksine kendisinin müvekkilinin başka bayanlarla aldattığını, davalının cep telefonu kullanmadığını, adına kayıtlı gsm hattı olmadığını, müvekkili ve müşterek çocuk için aylık 200,00’er TL tedbir nafakası talep ettiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını, haksız yere açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların göstermiş olduğu tüm deliller dosya arasına alınmış, tarafların sosyal ve mali durum araştırmaları yaptırılmış, davalının kullandığı iddia edilen …. … .. .. nolu gsm hattı ile yapılan görüşmelere ilişkin arama ve mesaj kayıtları, davalının konuşmalarını içeren bir adet CD dosya arasına alınmış, tarafların göstermiş olduğu tanıklar dinlenmiştir.
Davalı Tanığı Ü.D. 19/11/2013 tarihli duruşmadaki beyanında özet olarak; davacının iş arkadaşı olduğunu, davacının; eşi M.’in telefonunda başka bir kişiden gelen mesaj bulduğunu, yine bu kişi ile görüştüğünü bu sebeple aralarında problem çıktığını kendisine anlattığını, bu olay neticesinde aralarının açıldığını, sonrasında davacının eşini dövüp kameraya çektiğini kendisine anlattığını, bu olayların Y. İstanbul’a taşınmadan köydeyken gerçekleştiğini bildiğini, apartmanlarının Y. ile karşı karşıya olduğunu, Y. eşini darp ettiğinde birçok kez eşini hastaneye götürdüğünü, kavga ve dayak olayları ise İstanbul da olduğunu ifade etmiştir.
Davacı Tanığı B.A. 08/07/2014 tarihli duruşmadaki beyanında özet olarak; davacının teyzesinin oğlu olduğunu, mesaj ve konuşma olayları duyulmadan yaklaşık bir ay kadar önce tarafların ikamet ettikleri Alaplı Ö. köyünde evlerinde davalı M.’in telefonunda bir mesaj gördüğünü Bu mesajda “herşeyim” yazdığını, teyzelerinin evinde davalı, davacı, teyzem, davalının annesi, babası, ben, benim annemin olduğu bir ortamda davalının E.S. isimli çocukla görüştüğünü itiraf ettiğini, babasının bu olayı duyunca kriz geçirdiğini, Bu olaydan 3-5 gün sonra Y. ve M.’in İstanbul’a taşındıklarını, Orada ikamet etmeye başladıklarını, kendisinin de onlardan bir hafta sonra İstanbul’a gittiğini, kendileri ile İstanbul’da aynı evde kaldığını, İstanbulda da yine sürekli birbirleri ile tartıştıklarını ifade etmiştir.
Dava, konusu itibariyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasıdır. Dosyaya ekli taraflara ait nüfus aile kayıt tablosunun incelenmesinde, tarafların 19/10/2006 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden 2008 doğumlu A.S. isimli müşterek çocuklarının olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya yansıyan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizde dinlenen tanık Ü.D. ve tanık B.A. yeminli beyanları neticesinde; tarafların Alaplı Ö. köyünde ikamet ettikleri dönemde, davalı M.’in başka bir erkekle evlilik dışı birliktelik yaşadığı gerekçesi ile taraflar arasında geçimsizlik yaşandığı, bunun üzerine tarafların İstanbul iline taşındıkları, İstanbul ilinde birlikte yaşamaya devam ettikleri tanık beyanları ile de sabit olduğundan, taraflar arasında daha önceden yaşanan olayların müşterek hayatın yeniden tesisi ile affedilmiş anlamına geleceği, affedilen olayların da hükme esas alınamayacağı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte başkaca bir geçimsizlik de tespit edilemediği, davalıya atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafından açılan boşanma davasının reddi yönünde karar vermek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının REDDİNE,
2- Alınması gereken 25,20 TL harçtan, peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile eksik 4,05 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair;
Davacı, davacı vekili, davalı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/07/2014
T.C.
Y A R G I TA Y
2. Hukuk Dairesi
ESAS NO: KARAR NO:
2014/26319 2015/11207
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Alaplı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ : 08/07/2014
NUMARASI : 2012/520 – 2014/326
DAVACI : Y.S.
DAVALI : M.S.
DAVA TÜRÜ : Boşanma
TEMYİZ EDEN : Davacı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı erkek tarafından sunulan CD kaydının hukuka aykırı elde edilen delil niteliğinde olduğu ve hükme esas alınamayacağının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.06.2015 (Pzt.)