- Yazar: ozturkhukuk
- Yargıtay Kararı
- Ağu 3
- Yorumlar (0)
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/8971
K. 2015/12955
T. 16.6.2015
4721/m.166
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- )Davalı tanıklarının ifadesi davalıdan duyuma dayalı olup kusur bellemesinde bu tanıkların ifadelerine itibar edilemez. Davalı tanığı K. A. T. ise davacı kocaya hakaretten Denizli 4. Sulh Ceza mahkemesinin ( 2012/388 E. 2012/1314 K. ) 31.12.2012’de kesinleşen kararıyla mahkum olduğundan, ifadesine bu sebeple itibar edilemez. Toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda başka erkekten çocuk dünyaya getiren kadın tamamen kusurludur. Hal böyleyken tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi doğru olmamıştır.
3- )Davalı kadın maddi ve manevi tazminat isteğinde bulunduğu halde bu yönde olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması da bozmayı gerektirmiştir ( H.M.K. md.26 ).
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle kusur belirlemesi, davacının reddedilen tazminat talepleri ve davalının tazminat istekleri yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu sair hususların ise yukarda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana gen verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 1. bentte oyçokluğuyla, 2. ve 3. bentlerde oybirliğiyle, 16.06.2015 gününde karar verildi.
KARŞI OY :
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına ( T.M.K. md. 186/1 ), geçimine ( T.M.K. md. 185/3 ), malların yönetimine ( T.M.K.madde 223 ila 215 ) ve çocukların bakım ve korunmasına ( T.M.K.md.185/2 ) dair geçici önlemleri kendiliğinden ( re’sen ) almak zorundadır. Hakim yargılama sırasında Medeni Kanunun 169. maddesindeki tedbirleri gerekiyorsa alır. Bu tedbirleri mutlaka alacağı konusunda bir zorunluluk bulunmamaktadır. Somut olayda boşanmaya sebep olan olaylarda başka erkekten çocuk dünyaya getiren davalı kadın tam kusurludur.
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz ( T.M.K. md. 2/2 ). Öte yandan 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 4. maddesine göre Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir. Davacıyla evli bulunduğu sırada başka erkekten çocuk dünyaya getiren kadının yargılama süresince lehine tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmesi hakkın açıkça kötüye kullanımı olduğu gibi mahkemece tedbir nafakasına hükmedilmesi de hakkaniyete aykırıdır. Hükmün bu sebeple de bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun hükmün bu yönden onanmasına dair düşüncesine katılmıyorum.