- Yazar: ozturkhukuk
- Yargıtay Kararı
- Eki 31
- Yorumlar (0)
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/6116
K. 2017/17670
T. 28.12.2017
Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR : … K A R A R
Dava dilekçesinde, davacı …’ın evlilik dışı birlikteliğinden doğan küçük …’un davalıların çocuğu olmamasına rağmen kendi çocukları gibi nüfusa tescil edildiğini, küçük …’ın annesinin davacı … olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilmiş; Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, küçük …’ın anne adının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
1-)Anne adının düzeltilmesi davasında küçük…ile velayet sahibi kayden anne-babası arasında menfaat çatışması bulunduğundan Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince küçüğü davada temsil etmek üzere kayyım atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, küçüğü temsilen atanan kayyımın davaya katılması sağlanarak, gösterdiği takdirde delilleri toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-)Davalılardan … adına çıkartılan tebligatların eşi diğer davalı …’e vasi sıfatıyla yapıldığı, UYAP kayıtlarının incelenmesinde davalı …’ün hükümlü olduğu anlaşıldığından, mahkemece adı geçene diğer davalı veya üçüncü bir kişinin vasi atanıp atanmadığı denetlenmediği gibi, eğer eşi vasi olarak atanmış ise yasal temsilci ile kısıtlının menfaatlerinin çatıştığı dikkate alınarak adı geçeni davada temsil etmek üzere Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince hükümlüyü davada temsil etmek üzere kayyım atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, hükümlüye temsilen atanan kayyımın davaya katılması sağlanarak, gösterdiği takdirde delilleri toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-)Küçük ….’un nüfusa tesciline dair belgelerin (doğum tutanağı vs. belgeler) ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilip denetlenmeden eksik araştırma ile karar verilmiş olması, doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle 6100 Sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi ve 1086 Sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 28.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/2700
K. 2017/2926
T. 2.3.2017
Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın, (Kapatılan 18. Hukuk) Dairesinin 17.09.2015 gün ve 2015247 Esas, 2015/13066 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. davacılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : Davacının karar düzeltme istemi üzerine dosya ve eklerinin yeniden incelenmesi sonucunda; davacı vekili dilekçesinde müvekkilinin … ve …’un evliliklerinden dünyaya geldiğini, … ‘in evlilik dışı … isimli kişiden … ve … isimli çocukları olduğunu, …’in bu çocukları nikahlı eşi … ‘in üzerine kaydettirdiğini, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1986/132 Esas 1986/166 Karar sayılı ilamı ile … ‘ın diğer kardeşleri ile anne adlarının Maya olarak tashihine karar verildiğini, şimdi ise gerçek anne adı olan … olarak düzeltilmesini istediği, mahkemece kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın Yargıtay (Kapatılan) 18.Hukuk Dairesi tarafından onandığı anlaşılmakla, davacının karar düzeltme isteminin bu sebeple kabulüne, (Kapatılan) 18 Hukuk Dairesinin 17.09.2015 tarihli ve 2015/247 Esas- 2015/13066 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Somut olayda dava; davacının nüfus kayıtlarında annesi görünen kişinin gerçekte annesi olmadığından anne kaydının iptali ile nüfus kaydının gerçeğe uygun olarak Sevim olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Kaydın düzeltilmesi delillerinin toplanması, varsa tanıkların beyanının alınması, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinin yapılıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, karar düzeltme itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın istenmesi halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 02.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/6352
K. 2017/4776
T. 30.3.2017
Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, (Kapatılan) Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 29.02.2016 gün ve 2015/23172 Esas, 2016/3361 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. davacılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, tarafından nüfus müdürlüğüne karşı açılan davada, davacıların murisi annesinin … olmasına rağmen nüfus kayıtlarında Sevgiye olarak göründüğünü bildirerek, kaydın … olarak düzeltilmesini ve …’nun 1999 yılında öldüğünün tespiti ile ölüm araştırması nedeni ile kapalı olan nüfus kaydına da 1999 yılında öldüğünün tescili istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin temyizi üzerine 18. Hukuk Dairesince onanmasına karar verilmiş,davacılar vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.
Dava, ölüm tarihinin tespiti ve anne yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Dava sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; ölüm tarihinin tespiti istenilen ve gerçek anne olduğu iddia edilenin bütün mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılımı sağlanıp, ölüm tarihi ile ilgili olarak resen kanıtlar toplanıp, arasında oğul-anne olup olmadıkları açısından DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi nedeni ile eldeki davanın bozulması gerektiği anlaşıldığından onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle karar düzeltme itirazlarının kabulü ile, (Kapatılan) Yargıtay 18.Hukuk Dairesine ait 29.02.2016 gün, 2015/23172 Esas, 2016/3361 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/120
K. 2017/467
T. 19.1.2017
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava dilekçesinde, davacı Raziye Boztepe’nin nüfus kaydında Beyaz olarak geçen anne adının gerçek annesi olan Beyaz Aydın olarak düzeltilmesi (gerçek anne ile nüfus kayıtları üzerinde aralarında bağ kurulması) istenilmiştir. Mahkemece; davacıya davasının ispatı yönünden delillerinin sorulduğu, davacının başkaca delilinin olmadığına ilişkin beyanıyla da davacının kanıtlanamayan davasının reddine karar verilmiştir.
Dava, nüfus kaydının anne yönünden düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Ayrıca kişisel durum sicilindeki kaydın düzeltilmesine ilişkin davalar çekişmesiz yargı işidir. (HMK m. 382/2.(a)-) Çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesi geçerlidir. (HMK m 385/2) Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Mahkemece, sadece taraf beyanı ile yetinilmeyip, verilecek kararla mevcut nüfus kaydına göre Beyaz Aydın’ın mirasçılarının hukukları etkileneceğinden adı geçenin bütün mirasçılarının (nüfus kaydı yada varsa veraset ilamına göre) tamamının davalı sıfatı ile davaya katılımları sağlandıktan ve kolluk araştırması yapılıp varsa tarafların göstereceği tanıklar dinlenip, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/84
K. 2017/474
T. 19.1.2017
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı Aysel Beğer tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili dava dilekçesinde davalılar E., A. ve E. B.’in nüfus kaydında M. olarak geçen anne kaydının N. S. olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece annelerinin M. B. olmadığının tespitine, annelerinin N. S. olarak düzeltilmesi istemleri yönünden davacıların aktif husumet ehliyetleri bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, kararın 18. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2012 gün 2012/10509-10633 sayılı ilamı ile “… sadece tanık beyanları ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili DNA testi yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edildiği, E. B. yönünden DNA testi çalışmasının tamamlandığı, E. ve A.’in ise ihtara rağmen kan örneği vermedikleri, annelerinin M. olmadığı yönünde beyan ve dilekçelerinin bulunduğu yönünde beyanları olduğu gerekçesi ile dava kısmen kabul edilmiş ise de; nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Bu bağlamda ilgililerin zorla temini ile iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile davanın kısmen kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
18. Hukuk Dairesi 2014/633 E. , 2014/4546 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/09/2013
NUMARASI : 2012/275-2013/203
Dava dilekçesinde, G.. U..’un S.. U.. olan anne adının davacı D.. T.. olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı S.. U.. vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, nüfus kaydında davalılar A.. ve S.. kızı olarak görünen G.. U..’un gerçek annesinin davacı olması nedeni ile S.. olan anne kaydının iptali ile D.. T.. olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/5271
K. 2011/7155
T. 14.6.2011
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının annesinin nüfus kaydında “Polat İkar” olan adının “Paulette Icard” olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin annesinin isminin Paulette Icard olarak tanınıp bilindiğini buna rağmen Konak ilçesindeki nüfus kütüğünde anne adının Polat İkar olarak kayıt edildiğini ileri sürerek bu yanlışlığın düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacının dava dilekçesinde delillerini gösterdiği, bu deliller arasında Paulette Icard’a ait Fransa’nın İzmir Konsolosluğundan onaylı ikamet belgesi fotokopisinin sunulduğu ve ayrıca davasını tanıkla da ispat edeceğini bildirdiği 7.12.2010 tarihli Buca Vaftizci Yahya Katolik Kilisesinden verilen doğum ve vaftiz belgesinde davacının annesinin adının Paulette Icard olarak belirtildiği, davacı vekilinin 24.9.2010 günü mahkemeye sunduğu delil ve tanık listesindeki tanıklarının da dinlenmediği anlaşılmaktadır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 7. maddesine göre resmi sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur, bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir. Davacı dava dilekçesinde ve yargılama sürecinde anne adının doğum tutanağına ve nüfus kütüğüne yanlış yazıldığını ileri sürerek bu yanlışlığın düzeltilmesini istemiştir. Bu tür davalarda davaya konu iddianın ispatı yukarda da belirtildiği gibi herhangi bir şekle bağlı olmayıp her türlü delille mümkündür. Mahkemece gerek görüldüğü takdirde davacı vekilinin gösterdiği tanıklar da dinlenip tüm deliller toplanarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükümün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 14.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.